Tüm Yazılar

Çocukluk çağı travmaları intihar riskini 10 kat artırıyor!

Çocukluk çağı travmaları intihar riskini 10 kat artırıyor!

İntihar eyleminin yalnız bireyi değil, ailesini, sevdiklerini ve ara sıra içinde bulunmuş olduğu toplumu dahi etkileyebilen yıkıcı bir fiil bulunduğunu belirten Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, intihar düşüncesi ve davranışının hem mühim bir psikiyatrik acil durum hem de büyük bir halk sağlığı problemi bulunduğunu söylemiş oldu. Dünya Sıhhat Örgütü raporlarına bakılırsa, dünyada yılda yaklaşık 800 bin kişinin intiharla yaşamına son verdiğini kaydeden Dr. Şentürk, çocukluk çağı travmalarına dikkat çekti. Dr. Erman Şentürk, bilhassa cinsel ve fizyolojik istismar öyküsünün intihar için bağımsız bir risk etmeni olup olasılığı ortalama 10 kat kadar artırdığını belirterek intiharın önlenmesi mevzusunda hep toplumsal hem de bireysel önlemlerin alınması icap ettiğini altını çizdi.

Dünya Sıhhat Örgütü, Internasyonal İntiharı Önleme Derneğinin bir girişimi olarak 2003 yılından bu yana dünyada intihar olgusu mevzusunda farkındalık oluşturmak amacıyla 10 Eylül tarihini Dünya İntiharı Önleme Günü olarak duyuru etti. Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, Dünya İntiharı Önleme Günü için yapmış olduğu açıklamada intihar ve intiharın önlenmesine ilişkin değerlendirmede bulunmuş oldu.

İntihar biyolojik, psikiyatrik ve sosyolojik yönleri olan oldukca boyutlu ve karmaşık bir davranış biçimi. Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk “İntihar, herhangi bir psikiyatrik hastalığın eşlik etmediği kaotik süreçlerden çeşitli psikiyatrik hastalıklara kadar birçok durumda karşımıza çıkabilir ve geniş bir görüş açısı gerektirir.” diyor ve sözlerine şöyleki devam ediyor: “Tamamlanmış olsun ya da olmasın intihar eylemi, yalnız bireyi değil, ailesini, sevdiklerini ve ara sıra içinde bulunmuş olduğu toplumu dahi etkileyebilen yıkıcı bir eylemdir. Bu açıdan bakıldığında intihar düşüncesi ve davranışı, bir taraftan mühim bir psikiyatrik acil durum iken öteki taraftan da büyük bir halk sağlığı sorunudur.” 

DÜNYADA YILDA 800 BİN KİŞİ İNTİHAR EDİYOR

Dünya Sıhhat Örgütü’nün yayınladığı raporda, genç yaşlardaki ölüm sebepleri içinde intiharın ikinci sırada yer aldığını ve dünyada yılda yaklaşık 800 bin kişinin intihar ile hayatına son verdiğinin bildirildiğini ifade eden Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, intiharın ölümle ya da kalıcı bir hasarla sonuçlanabileceği gerçeğine rağmen önlenebilir bir fiil olduğu unutulmaması icap ettiğini altını çizdi.

İNTİHAR İÇİN EN ÖNEMLİ RİSK GRUPLARINA DİKKAT! 
İntiharı önlemede risk gruplarının belirlenerek bu gruplara yönelik önleyici yaklaşımların geliştirilmesinin son aşama mühim bulunduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, “Bu aşamada nihai hedef intihar davranışını engellemek yada intihara eğilimi olan kişiyi rehabilite etmektir. İntihar davranışı ile ilgili en önemli risk grubunun içinde depresyon, bipolar duygudurum bozukluğu, alkol-madde kullanım bozukluğu, şizofreni, borderline kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu olan bireyler yer almıştır.” dedi.

ÇOCUKLUK TRAVMALARINDA RİSK 10 KAT ARTIYOR!

Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir tanı bulunduğunu ifade eden Dr. Erman Şentürk “Bundan dolayı tüm psikiyatri hastalarında intihar düşüncesi, ilk değerlendirme ve kontrollerde muhakkak sorgulanmalıdır. Gene çocukluk çağı travmaları bilhassa de cinsel ve fizyolojik istismar öyküsü intihar için bağımsız bir risk etmeni olup olasılığı ortalama 10 kat kadar artırmaktadır. Daha önce intihar girişiminde bulunmuş kişiler, yineleyen girişimler açısından büyük risk taşımaktadır. İntihar girişimin tekrarlama riski intihar girişiminden sonraki ilk bir yılda ve de özellikle ilk üç ayda çok yüksektir. Gene ailede intihar girişimi öyküsü olması da mühim bir risk etmenidir.” uyarısında bulunmuş oldu.

BÜYÜK YAŞAMSAL KRİZLER DE İNTİHAR DÜŞÜNCESİNE YOL AÇABİLİR 

Büyük yaşamsal krizler ve akabinde gelen yoğun stres yükü ile gelen intihar düşüncesinin ender olmadığını kaydeden Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, “Yakın dönemde yaşanmış olan ayrılık, boşanma ve ölüm şeklinde kayıplar, kaza ve hastalık sonucu ortaya çıkan bedensel yeti kayıpları, kendilik değerinde ya da toplumsal statüde kayıplar mesela işten çıkarılma ya da batkı, göç ve taşınma şeklinde güvenlik duygusunun kaybı, meydana getirilen bir eylemden ya da işitilen bir durumdan dolayı yoğun utanç duygusu kişiyi savunmasız ve çaresiz hale getirebilirken intihar davranışı açısından risk oluşturmaktadır.” dedi.

Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, psikiyatrik bozukluğu bulunmadığı halde intihar davranışı açısından önemli olan bir diğer risk grubunda gençler, yaşlılar, yalnız yaşayanlar, partneri olmayanlar, kronik ve ağır hastalığı olan bireyler, engelliler, sertlik mağduru hanımefendiler yada çocuklar yer aldığını söylemiş oldu.

İNTİHARA KARŞI TOPLUMSAL VE BİREYSEL ÖNLEMLER 

İntiharı önlemeye yönelik girişimlerin, toplumsal ya da bireysel olarak değerlendirilebileceğini kaydeden Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, “Toplumsal önleyicilik açısından ana hedef, toplumdaki bireylerin intihara eğilimini artıran faktörlerin belirlenerek ortadan kaldırılması, risk gruplarının ve risk etmenlerinin belirlenerek önleyici yaklaşımların geliştirilmesidir. Bireysel önleyicilik açısından ise intihar girişiminde bulunmuş kişilerin psikiyatrik tedavisi ve intihar davranışının yeniden ortaya çıkmasının engellenmesi hedeflenir.” dedi.

SOSYAL MEDYA İNTİHAR DAVRANIŞLARINDA ETKİLİ Mİ? 

Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, toplumdaki bireylerin intihar eğilimini artıran faktörleri önlemeye yönelik mücadelede işsizlik, eğitimsizlik, adaletsizlik şeklinde sorunların çözülmesi, sosyoekonomik sorunların asgari düzeye indirilmesi, intihar araçlarına ulaşımın zorlaştırılması, medyanın ve bilhassa de toplumsal medyanın intihar davranışı üstündeki negatif etkilerinin engellenmesi, toplumsal damgalanma sebebiyle tedavisi geciken ya da aksayan psikiyatrik hastalıklar ve intihar davranışı mevzusunda eğitimlerin yer aldığını söylemiş oldu.

Bu tür uygulamaların, İskandinav devletlerinde bir program haline getirilerek uygulandığını ve pozitif sonuçlar elde edildiğinin görüldüğünü ifade eden Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, “Bilhassa genç bireylerin intihar davranışları üstünde toplumsal medyanın etkilerinin olabileceği ve bundan dolayı intiharı önleme stratejileri içinde toplumsal medya kullanımının yer alabileceği öne sürülmüştür.” dedi.

KRİZ DURUMLARINDA PSİKİYATRİK DESTEK ŞART!

İntihar girişimlerinin büyük bölümünün herhangi bir hastalığı olmayan kriz durumundaki bireyler tarafınca gerçekleştirildiğini ifade eden Psikiyatri Uzm. Dr. Erman Şentürk, “Alışılagelmiş baş etme yöntemleriyle kişi bu bu kriz sürecini çözümleyemediğinde yoğun bir kaygı, kontrolü yitirme endişesi, yetersizlik, suçluluk ve huzursuzluk hissedebilir. İçinde bulunduğu bu kaotik süreç kişiyi kendisine karşı saldırgan hale getirebilir. Bundan dolayı intiharı önleme stratejileri içinde krize müdahale yaklaşımının büyük önemi vardır. Kriz durumlarında yerinde ve zamanında meydana getirilen müdahale yaşamsal bir öneme haizdir. Bu zamanlarda psikiyatrik destek almaktan kesinlikle çekinilmemelidir.”diye konuştu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu